Dünya yaşlanmayanlar günü diye hatırlasak daha iyi olur. Çünkü beden yaşlanır, ruh yaşlanmaz. Hep genç kalır. Fakat tecrübeler birikmiştir. Ruhlar incelmiş, çabucak yükseldiği gibi aniden inişler de olabilir.
Büyükler ile küçükler birbiriyle gülecekler.
Çocukken ne hazımsızlıklarımız ne alışkanlıklarımız varsa, yaş kemale erince, hangi ünvana sahip olunursa olunsun, artık çocukluk emmareleri kendini göstermeye başlar.
İşte tam burada Kur’an ayetlerine kulak verme zamanı…
Allah kendisine kulluktan hemen sonra, anne babaya iyi davranmayı emreder.
Kur’an her ikisi veya birinin kişinin yanında yaşlandığı esnada onlara üf bile dememeyi tavsiye ediyor. Onları azarlamamamızı, onlara güzel sözler söylememizi kendisine kulluğun hemen peşinden yaratılış düzeni içerisinde öğütler.
Kullara ipucu verircesine ayette şöyle buyurur:
‘Allah’ım, annem babam ben küçükken bana nasıl davrandılarsa sen de onlara merhametle muamele eyle.’
Bizim de böyle dua etmemizi ister. Burada evlada merhametin de önemi ortaya çıkmakta.
***
Yaşı kemale ermiş olanlar tecrübesini seve seve paylaşmak isterler.
Siz sadece gönül kapılarına usulca ve edeple varın.
Onlara herşeyi sorabilirsiniz.
Sorular yöneltildikçe kendilerini çok mutlu hisseder, konuştukça açılırlar. Böylece hayatta cevapsız sorularımız kalmadığı gibi, onların da boşlukta kalma hissinden kurtulmalarına ve değerli hissetmelerine vesile olmuş olabiliriz.
***
Bugün, yarın ve her zaman büyükler baştacıdır.
Bu tacı onlardan hiç almamalıyız. Çünkü onlar bunu hak ettiler.
Onların rehberliğinde hayat daha anlamlı.
Bugün tebrik edip yarından sonra unutmayalım.
Gelecek onların tecrübeleri ile daha hatasız ve emin adımlarla inşa edilir.